Eser Sıra Numarası: 180217eser40
İÇİMİZDE BİR
ŞEYLER VAR
Konuş(a)madığımız şeyler
var;söyleyemediğimiz,dinleyemediğimiz,görmezden
geldiğimiz,anlatamadığımız,anlayamadığımız ve anlaşılamadığımız şeyler...Bazen
ağlamamıza ramak kalmışken kendimizi
tutmak zorunda kalıyoruz.Bazen bir kitabın aynı sayfasını tekrar tekrar
okuduğumuzu farkedemiyoruz.Bazı geceler uyuyamıyoruz,bazen günün ortasındayken
bile uyanamıyoruz.Bazen katlanıyoruz acılara,göz yumuyoruz haksızlıklara.Hepsi
aynı gibi görünen ama hepsi ayrı ayrı çok özel olan birçok kişiyi öldürüyoruz
içimizde bıkmadan,usanmadan.Bocalıyoruz,dibe vuruyoruz her gün,ölüyoruz ağır
ağır,hissediyorum ruhumun çekilişini bedenimden,hiçbir şey yapamıyorum.İnsanlar
böyle anlarda ne yapacaklarını bilmiyor.İnsanlara böyle anlarda ne
yapacaklarını öğretsinler okullarda;anı,günü kurtarmak için hayallerinden nasıl
vazgeçmek zorunda olduklarını değil.Köreltmesinler hayal gücümüzü,almasınlar
elimizdeki tek ve yüce özgürlüğümüzü.Benim özgürlüğümün sizin yaşamınıza hiçbir
zararı yokken neden düşmanca saldırırsınız ki ona?Anlayamıyorum.Neden sürekli
kısıtlandığımızı,neden toplumdaki belirli bir kalıba uymak zorunda
olduğumuzu,insanların sırf toplumun beklentilerini karşılayabilmek için;belki
de dünyayı değiştirme potansiyeli olan benliklerini,en önemlisi de onları onlar
yapan fikirlerini neden değiştirmeye çalışıp,acımasızca katlettiklerini
anlayamıyorum.Özgürlük bu kadar ağır olmamalı,hayal etmek de bu kadar pahalı.
Hayat nasıl
yaşanır ki?Şu anda nefes alan kaç kişi yaşıyor bilmiyorum.Peki biz,evrende
küçük bir nokta olan fakat kendini pohpohlamayı,yüceltmeyi pek seven
insanlar,soruyorum size:GERÇEKTEN YAŞIYOR MUSUNUZ?Evet evet siz de
biliyorsunuz,benliğinizdeki hapishaneyi biraz karıştırırsanız bulacaksınız
aradığınız cevabı.Aslında herkesin bir hapishanesi var biliyor musunuz;içinde
bir yerlerde,hayatı boyunca kişiyle var olan.Belki de bize ait en güzel,en
acımasız,en kötü şey o hapishane.Orada bir devrim var;evet içimizde yatan bir
devrim var ve hayallerimiz,hedeflerimiz,söyleyemediklerimiz,yarım
bırakılmışlıklarımız besliyor o devrimi.Fakat dünyada çok az insan yok
toplumdu,yok aileydi,yok insanlar ne söylerdi diyerek boynumuza
takılan;vücudumuza,zihnimize kenetlenen o zincirlerden kurtulmayı başarıyor ve
nefes almaya başlıyor ve hayalleri için mücadele ediyorBelki dünyayı
değiştirebileceğine inanıyor,evet KENDİNE İNANCI var.Çünkü artık boğazını
sıkan,onu nefessiz bırakan zincirlerinden kurtulmuş,kendi hapishanesinin
kilitlerini çözebilmiş,kurtulabilmiş"içinden".Biz mi?Biz de işte her
gün yaşadığımızı zannediyoruz nefes alarak,farkında değiliz ama yavaş yavaş
öldüğümüzün.Ha bir de o zincirlerini kırabilmiş insanları tekrar bir yerlere
tıkıyoruz zorla.Belki bir hapishaneye,belki deliler hastanesine,pardon"ruh
ve sinir hastalıkları hastanesi"ne.Sahi ya biz neden delirmiyoruz?Aslında
her an yavaş yavaş,sinsi sinsi o içimizdeki hapishane yiyiyor bizi de -ki bu
delirmekten daha kötü bence- çaktırmıyoruz.Dünya da dayanamıyor artık
üzerindeki bu gaflete,acıya,savaşlara,kötülüğe falan.Bu yıl hiç kar yağmadı
neredeyse şehrime biliyor musunuz?Şöyle bir saat falan yağdı galiba o da eridi gitti zaten.Dünya da toptan
delirmiş durumda anlayacağınız.Küresel ısınma,iklimler...Anladı tabi o da
durumu,gömüyor kendini yavaş yavaş.
Şimdi siz buna ne dersiniz bilmiyorum ama ben kısaca ne
saçmaladım(anlatmaya çalıştım) aydınlatayım,bir söz var insanların çoğu 25
yaşında ölür 75 yaşında gömülür diye,
neden biliyor musunuz çünkü o bahsettiğim hapishanede tıkılıp
kalıyoruz,zincirlerimizi kırmaktan,farklı olmaktan korkuyoruz.Yeni bir yol çizmektense,başkalarının
çizdiği yolu takip etmek daha kolay geliyor çünkü.İşte siz öyle bir insan olmayın,ben de olmayayım artık kimse öyle
olmasın lütfen,hayal edelim ve hayallerimiz için savaş-mayalım,zaten yeterince
savaş var dünyada bir de biz yük olmayalım dünyaya, biz en iyisi yaşayalım
hayallerimiz için en önemlisi yaşatalım hayallerimizle birilerini ki onlar da
kurabilsin hayaller,o
hayallerle güzelleşebilir belki dünya.Bu yıl benim hep hayal ettiğim,2-3
sene önce arkadaşlarıma söylediğimde "Nasıl
olacak,o kadar basit değil o
işler." diye tepki verdikleri hayalim gerçek oluyor.Ama bu
hayalim için yaşarken,çabalarken hiç kimseye
söylemedim bir şey.Sonra öğrendiklerinde verdikleri tepki "Neden bize
söylemedin"
oldu.Niye söyleyeyim,hevesimi kır,yaşama gücümü elimden al diye mi?Yani herkes
bilmek zorunda değil sizi ve içinizdekileri; siz hayal kurun,inanın,yaşayın
olacak ben biliyorum.Zincirlerinizi kırın,çıkın hayatınızda hiçbir önemi olmaya
insanların inşa ettiği hapishaneden.Aklıma takılan silsileler işte
bunlar.Karışık biraz ama en azından bir şeyleri sorgulamaya çalışıp tartarak
aklımın var olduğunu
gösterebiliyorum,hayal edebildiğimi ve hayallerim için yaşayabildiğimi.Siz de öyle yapın belki
önümüzdeki kış kar yağar çok,kartopu oynamaktan hasta oluruz.